Perşembe

gündelik

 


 

 

 

 

 

 

 

 

 

gündelik bir koşuya indirgedik yaşamımızı. kısa erimli, ulaşılması gereken hedefler, ulaşılan hedefler, ulaşılamayanlar. sevinç, üzüntü, kaygı, korku, keder ilişkili duygular, bir de acı-elem.

 yaşamla ölüm arasında heybeyi doldurma telaşı. heybenin de yanında gitmeyeceğini bilerek.

başlıksız oldu

 


 

 

 

 

 

 

 

 

 

1.

duruyoruz

çokta kalıcı görünmeyen anda

 

duruyoruz

bir sarsıntının yıkıkları arasında

 

duruyoruz

iki çocuk iki ülke arasında

 

iz?

 

birhan keskin'in "iz" adlı şiirine yanıt olarak

..........................................................................................

 yaşantılar neyin telaşıdır

bu yolda

ne bırakırız geriye

rastlar mı biri

göz dokunur mu

yada eller belki lanet

 

ne

 .....................................................................................................

kim

bu dur

şu dur

o dur

 

nerede

burada

şurada

orada

 

sesler

 

ardından küçük bakışlı özlemin

koca bir bağrış eriyen hayalin

 

duyulur kan sesleri

 

kurşun kalemlerle açtık sevgiyi

kurşun nefretlerle kapadık kalbimizi

 

susku

 


 

 

 

 

 

 

 

 

denizler geri çekiliyor

sa

da

köpüren günlerini özler

 

kaçamak yaparız tutkulardan

bahçede büyüyen kabaktan

 

gözleri uzar gider mülteci çocukların

rüzgârın hesabını mermiler tutar

 

ne suskulara mezar günler

ah

ki

hangi sebepler taşır bizi cennete

 

ay

döner mi

yine  kayalara tutulur mu deniz

özlemle                                        

K:A

 2018, ekim

döngü


 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

-yaşlanıyoruz

-evet

-her gün ayrı bir ekmek kavgası

-evet

-yaşlanıyor

yalnızlık

 


 

 

 

 

 

 

kaldırım kenarında ağaçlar

gardiyanımız

çalınmış ormanından

 

ölüm gülümser ellerime

 


 

 

 

 

 

 

 

 

hayat bir merhaba
izinsiz akan tabiata

izler kenardan
kurmuş tuzağını zaman

ölümene yürümek

 



                              

 

 

 

 

 

 

 

 

yaşama dairdi ödevlerimiz

 

yaşama kurulmuş aklım görmek istemese de

bilirim bakıyorsun köşeden

bir çöp kamyonun arkasında

öylece giden cesedime

 

bir

 


 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

vinçten düşen işçi öldü

böyle atmış gazete başlığı

 

yok artık

 


 

 

 

 

 

 pastoral

ormanlar

denizlere

akan

ırmaklar

yok artık

 

Yaşam/araf/ölüm




 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 Edvard Munch, Self-Portrait in Hell (1903)

 

 

 

yaşam/araf/ölüm

 

giriş:

 

ölümle buluşmalı 

beklemeden

bekletmeden

hakkederek

ihtişamın değil

alayın

beceriksizliğin

yansısı olarak

 

hepsi alıntı- hepsi iade

  kutsal kitaplardan alıntı bir akıl hocasından alıntı bilmediğimiz bir yerden hepsi alıntı hayat   tüket! karttan çek! en y...