Salı

2023’e ummak

 

Uzunca bir konu hakkında bir deneme denemesi; 

 Boş bir anında tarihin,  çamur tadında, ağırlaşan zaman. Bi o kadar sarih, bilindik. Düşünmeye, sormaya sorgulama gerek de yok artık. Ne de olsa “bilgi çağındayız” . Olup biten de zaten hep olumsal, olumlu yönde, sıkıntılarda hep çözüme, karanlıklar aydınlığa gider, gitmekte...

Nerelerden geldik ki bu güne, çok eskilere gitmesek olur. Hikâyemiz hep bir kurtulamama hali, birliğimizi ve kavgamızı hep sonuna kadar götürememe hali olmuş. “Kardeş kavgası vardı” dediler, bir süre onu dinledik, tabii o, o kadar da etkili değildi, şükür de  bir yere kadar. Bir şeyler lazım dı; yeni bir şeyler. Sermayenin son sivri ucu yeni bir şey buldu: 2023. Bir yandan satarken birikimleri ve arsızca liberalleştirirken kamusal kırıntıları, bir hayal gerekiyordu; bir UMMAK.

 

2023! Ya tutarsa! Hayal ile bugünü bağlamak ve kimi muhafazakâr değerlere tutsak olmak, yarından  bu günü belirlemek! Doğrusu bir kapitalist için güzel iş; yarını satmak, sürekli dolaşımda tutmak, füzyon gibi, bitmez bir enerji kaynağı, öyle ki karşıtını da karşıtlıkla bağlayan karşı enerji üretmeye zorlayan bir kaynak. Kendisinden öncekini eskileştirerek kendini yeni kılan bir iktidarın temel söylemi; 2023. Ki kendinden öncesini eskileştirmek mecburiyetinde kendini yeni olarak göstermek için, çünkü hali hazırda yeni bir şey yok ortada; daha da azgınlaşmış rant ve sömürüyü saymazsak. İşçi cinayetlerinde ölmek mi yeni, tacizlere uğramak mı yeni, kadın olduğu için öldürülmek mi yeni? Aldığın üç kuruş para ile ailenin karnını doyurmaya çalışmak mı yeni? Hakkını aramak için sendikalaşınca işten atılmak mı yeni, emperyalist paylaşım savaşlarında ölmek mi yeni? Sansür mü yeni, düşünceni ifade ederken, acaba başıma bir şey gelir mi diye kaygılanmak mı yeni?  Patronun karşısında azarlanmak mı yeni, zorla mesaiye kalmak mı yeni, işten çıkarılmak, işsiz kalmak mı yeni? Geleceksizlik mi yeni? Senin olan her şeyin elinden çalınması mı yeni, göçmenlik mi yeni, mültecilik mi, kaçaklık mı yeni?  Sayın gerisini siz!

Ne yeni???

Yerelleşme ve liberalleşme vaadiyle başlayan süreç, merkezileşme, katılaşma durağına gelmiş durumda, ne ki hala umutlar tükenmedi;  bir karmaşa içinde duruyoruz. Karmaşanın yarattığı durağanlık! İlginç bir tezat.

Nasılda ikna edildik. Yeni olarak söylenen her şey eski oysa; nasıl kabullendik eski yalanları, yeni biri söylüyor diye! Kanmak istedik belki de, güzel geldi hayali, konforlu geldi.  Şimdi elimizde kalan, giderek kamburlaşan beynimizle bekleşiyoruz, 2023 kuyruğunda payımıza düşeni almayı umarak!

Hazır değerler var, sana düşün iş sadece ve sadece ‘ummak’. UM!

Umduran geleceği satıyor, umanında var bir gerçekliği, ona vaat edilen cennetin bir kısmına bu dünyada ulaşmak istiyor.  Günlük çalışmadan kalan zamanını gönenç içinde geçirmek. Umanın nedeni tamda bugün ve bugüne kadar yaşanan yoksunlukta: Bir tarafta zenginlik biriktikçe bir tarafta yoksunluk birikiyor. Yoksunluktan ummak da aslında bir bilinç hali, yaşamak için çalışmak zorunda oluşun, üretmek için hiçbir şeye sahip olmayışın, saklı bilinci. Kabulleniş, derin bir umutsuzlukla, “ değişen bir şey olmayacak” ve çareyi kendinin ve kendi gibilerin dışarıda arama; dışarıdaki adam vaaz ediyor, bi güzel! Ne değiştirmeye çalışmaya ne de aramaya gerek var!

Umanlar umdukça 2023’ler son bulmaz. 2053 olur, 2071 olur, olurda olur. Tadına varmıştır bir kere satıcı. Satın alanlar vazgeçmedikçe vaaz dinlemekten, bitmeyecek bu uzak ummalar. Sağduyuluca umma hali ancak günü yine aynı geçirmek, yarını da aynı geçeceğini güvence altına almak dışında bir işe yaramıyor, ama sadece onaylanan bizden beklenen düşünme ve davranışların genel biçimi bu! Sağduyulu olmak! Sonradan bir eklemeyle “yerli ve milli” EMİR! (Bütün o tatlı dillerin altında bir emir kipi gizlidir. Bilirsin. Ya tatlılıkla uyarsın ya da !) 2023. Beraber yoksun kaldık, bize ait olandan; tarlalarda, meralarda, otlaklarda,  kentlerin varoşlarında atölyelerde, fabrikalarda, iş yerlerimizde, beraber yoksun kaldık, o yüzden hep dinledik o vaazları…

Çelişkiler bitmedi tabii, sorularda, uç verdi hep, ne kadar asfalt dökülse de üstüne.  

Doğal gaz bulundu mu? Bulunmadı mı? İnansak mı? İnanmasak mı? Ücretlere ek zam yapılacak mı? Yapılmayacak mı? %40 olacak mı, olmayacak mı? Oldu mu? Olmadı mı? Yetecek mi? Yetmeyecek mi?

Bir bayramdan bir bayram akan zaman, ne olur ki ekmeğin fiyatı, şekerin, ayçiçeğinin…  Olsa, olmasa, biri gelip bizi kurtarsa? Hem kim var ki?  başka oy verecek! Her şey yolunda yordamında, değilse de, bu bizle ilgili değil…Bu olmazsa diğer! Zaten çok kolay artık, özelleşti her şey, artık liyakat yeteerrrr, mi acabaaaa! Sorular bile değişmemiş, aynı, eee nesi yeni bunun! Adalet, özgürlük, demokrasi hani nerde! Sorusu bile kalmadı.

Hep ekmek. Neden ekmek, sadece ekmek? Sormadım hiç… Ama hep ulaşımı kolay ve garanti olandı, eksilse de ya da yok olsa da o garanti hep vardı sofrada. Ama şimdi, neyse olur olur, iyi olur, hayırlısı olsun…

Gerçek belki de değil tam da öyle, sorulmayan, sormadığımız, sormaya cesaret edemediğimiz sorularda gizli.

Ki başka deneyimler de var hayatta, senin gibi olan binlerle birleşerek, tüm zenginliğin senin emeğinle var olduğunu farkına vararak,  kendini kurtarmak üzere tüm zorlardan, zorla yine, insanlığı kurtarmak üzere ummak ve harekete geçmek.

Kendi gerçek vaazını yazmak ve hiçleştiren bu tarihten vaz geçmek! Mümkün mü? Bilmem! Ama gerçek, kesin!

Mesele ekmek* meselesi değil, mesele yaşam meselesi! Hem de bütün bir yaşam meselesi. Tüm tarih, tüm insanlık birikimi, işçi sınıfının 200 yılı aşan kurtuluş mücadelesi duruyor orda! Tekrar bir kocaman bir adım sadece! 

K:A

*Ekmek; un, su, maya mantarı veya diğer bir mayalama aracının karıştırılması ve sonrasında yüksek ateşte pişirilmesiyle üretilen bir besin türüdür. Bütün formlarını ve türlerini kapsayan genel adı ile ekmek, dünya çapında en çok tüketilen temel gıda maddesidir. Ekmek, temel olarak, bir tahıl ununun su ile yoğurulması ile elde edilen hamurun çeşitli yöntemlerle pişirilmesi ile yapılır.(Kaynak: https://evrimagaci.org/ekmek-nedir-ekmek-tuketmeli-miyiz-8276)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

hepsi alıntı- hepsi iade

  kutsal kitaplardan alıntı bir akıl hocasından alıntı bilmediğimiz bir yerden hepsi alıntı hayat   tüket! karttan çek! en y...