Salı

2023’e ummak

 

Uzunca bir konu hakkında bir deneme denemesi; 

 Boş bir anında tarihin,  çamur tadında, ağırlaşan zaman. Bi o kadar sarih, bilindik. Düşünmeye, sormaya sorgulama gerek de yok artık. Ne de olsa “bilgi çağındayız” . Olup biten de zaten hep olumsal, olumlu yönde, sıkıntılarda hep çözüme, karanlıklar aydınlığa gider, gitmekte...

Nerelerden geldik ki bu güne, çok eskilere gitmesek olur. Hikâyemiz hep bir kurtulamama hali, birliğimizi ve kavgamızı hep sonuna kadar götürememe hali olmuş. “Kardeş kavgası vardı” dediler, bir süre onu dinledik, tabii o, o kadar da etkili değildi, şükür de  bir yere kadar. Bir şeyler lazım dı; yeni bir şeyler. Sermayenin son sivri ucu yeni bir şey buldu: 2023. Bir yandan satarken birikimleri ve arsızca liberalleştirirken kamusal kırıntıları, bir hayal gerekiyordu; bir UMMAK.

 

Cumartesi

Çözüm

 


(özne kavramı üzerinden bir çözüm-leme denemesi)

 Bildikti her şey, sıralıydı, hayaller, umutlar arada öfke; dâhildi hepsi hayata. Dertlere de çare vardı- zor bulunsa da- vardı, olmadığı zaman da ötelerdik.. Göründüğü gibiydi işte.

Göründüğü gibi miydi?

 Tarihselliği içinde özne ve özneleşmek güncel ve de günlük bir iş olarak kişinin hayatında tüm anlam (mana) sorunlarının merkezinde yer aldı, alıyor. Farkında olalım olmayalım bilinçli olmaya başlayışımızın basımıza sardığı bir “dert”  diyelim.

Pazar

İlke-ler Üzerine

 

(Friedrich Engels’den hareketle bir deneme)

 


“Also um Prinzipien handelt es sich bei ihm, um aus dem Denzen, nicht aus der äußern Welt, abgeleitete formale Grundsätze, die auf die Natur und das Reich des Menschen anzuwenden sind, nach denen also Natur und Mensch sich zu richten haben. Aber woher nimmt das Denken diese Grundsätze? Aus sich selbst? Nein, denn Herr Dühring sagt selbst: das rem ideelle Gebiet beschränkt sich auf logische Schemata und mathematische Gebilde (welches letztere noch dazu falsch ist, wie wir sehn werden). Die logischen Schemata können sich nur auf Denkformen beziehn; hier aber handelt es sich ur um die Formen des Seins, der Außenwelt, und diese Formen kann das Denken niemals aus sich selbst, sondern eben nur aus der Außenwelt schöpfen und ableiten. Damit aber kehrt sich das ganze Verhältnis um: die Prinzipien sind nicht der Ausgangspunkt der Untersuchung, sondern ihr Endergebnis; sie werden nicht auf Natur und Menschengeschichte angewandt, sondern aus ihnen abstrahiert; nicht die Natur und das Reich des Menschen richten sich nach den Prinzipien, sondern die Prinzipien sind nur insoweit richtig, als sie mit Natur und Geschichte stimmen. Das ist die einzige materialistische Auffassung der Sache, und die entgegenstehende des Herrn Dühring ist idealistisch, stellt die Sache vollständig auf den Kopf und konstruiert die wirkliche Welt aus dem Gedanken, aus irgendwo vor der Welt von Ewigkeit bestehenden Schematen, Schemen oder Kategorien, ganz wie - ein Hegel.” Anti Duhring s. 32-32 ,Friedrich Engels, Dietz Ferlag 1894

 

“Demek ki, ona göre önemli olan şey ilkelerdir., doğaya ve insan dünyasına uygulanması, dolayısıyla doğa ve insanın uyması gereken, dış dünyadan değil, düşünceden türeyen kesin ilkelerdir. Ama düşünce, bu ilkeleri nerden alır? Kendisinden mi?  Hayır, çünkü  Bay Dühring kendisi söyler arı düşünme alanı mantıksal şemalar ve matematiksel yapılarla sınırlanır (bu son kesinleme, ayrıca, ilerde göreceğimiz gibi, yanlıştır da). Mantıksal şemalar, yalnızca düşünce biçimleri ile ilgilidir: oysa, burada söz konusu olan yalnızca Varlık, yalnızca dış dünya biçimleridir, ve düşünce, bu biçimleri, hiçbir zaman kendiliğinden değil, ama tastamam, ancak dış dünyadan çıkartıp türetebilir. Ama böylece, tüm ilişki tersine döner: ilkeler araştırmanın çıkış noktası değil, sonucudur; doğaya ve insanların tarihine uygulanmazlar, bunlardan soyutlanırlar; doğa ve insan dünyası ilkelere uymaz, ilkeler ancak doğa ve tarihe uydukları ölçüde doğrudur. Sorunun tem materyalist anlayışı budur…”  Anti Duhring s. 92, Friedrich Engels, Sol yayınları 1977, çeviren Kenan Somer

 

I.

İlkeler üzerine Engels yazmış Durhing’e yanıtında -, ne gerek var? Aslında bütün tartışmanın özeti orada seç birini işte!

Lakin, ilkeler konusunda Durhing’e katılmıyorsan kucağında pimi çekilmiş bir bomba bulursun, buldum. (zihin buralara  girmeyi pek istemez, rahat uykusunu bozmak istemez, farkında da olsa, o yüzden bir itki ister, bu da benim itkim olsun kendime. )

Salı

iktidarını koruyamayarak, dünyada mülteci olan işçi sınıfına ya da tersine enternasyonalizm

 

Şimdi Haberler…

“EDİRNE VALİLİĞİ'NDEN YAZILI AÇIKLAMA

Korkunç rakamı paylaşan Edirne Valiliği yazılı açıklamasında şu ifadeleri kullandı;

"İpsala ilçemizde Yunanlılar tarafından geri itilen ve donarak hayatını kaybeden göçmenlerin bulunduğu bölgede dün ve bugün devam eden arama ve kurtarma faaliyetlerinde cansız bedenine ulaştığımız göçmen sayısı maalesef 19'a ulaşmıştır."

BİRLEŞMİŞ MİLLETLER'DEN ACİL SORUŞTURMA ÇAĞRISI

“düzensiz göçmenlerin donarak ölmesini "yürek parçalayıcı" olarak niteledi. Sözcü Mantoo, "Haberler karşısında şoke olduk ve derin üzüntü içindeyiz" ifadesini kullandı.” (koyulaştırmalar sonradan yapılmıştır K:A)

 

iktidarını koruyamayarak, dünyada mülteci olan işçi sınıfına ya da tersine enternasyonalizm

 

donmak mı gizlenmek mi

donup kalmak mı, gizlenmek mi, gizlemek mi

örtü    bunalt     kar  giz

Pazartesi

bekleyiş

 


 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

"bekleyiş yıkıntıdır" demiş adsız bir şair

bir derin yalnızlığa düşmüştü kadın

bedeni yüreğinin üstüne yıkılır gün be gün

 

Çarşamba

son-bahar


 

  

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

sana özgeydi

 

deniz kokusunda

serinliğinde 

bir bahardı   

 

açtık kollarımızı

yelkenimiz şişinirken

saçlarımızın arasında yeni dünyalar

gözlerimiz yüz yılların kiniyle aydınlık

 

Pazar

kime kime, sana, bana; ona yok!


 

 

 

 

 

afganların düşündürdükleri

gölgede kalmayı seçtiğimiz günler

başkaca yol bilmiyorduk

öfkemiz ellerimizi keserdi

katlanabilmek için yükümüze

beynimizi budardık

 

günlerimiz ekmek kavgasında geçse de, hep bir gündem gelir, girer ekmeğimizin arasına. şimdilerde afganları katık ettik çay saatlerine öğle paydoslarına.

 

afganlar geldiğinden bu yana bir korkudur bir öfkedir gidiyor. araya oldukça büyük orman yangınları,  kentleri alıp götüren seller sıkıştırdık. öfkemize acı/ üzüntü molası verdik. (tabii kadın ve işçi cinayetlerinden kalanlar olarak) şimdi devam.

 

Perşembe

yeni hayat

 


 

 

 

 

 

Göçük bedenler altında kaldıysa da ruhlar

ses verir koşturmacasında

                                          buradayım

 

                              hepimiz göçük altında kaldık

                              kentler yıkılırken

 

ekimin marşı

 


 

 

 

 

 

 


 gelmekte olanın gümbürtüsüyle

yeni bir dünyayı inşa etmek üzere ayağa kalkan emekçiler

barış emeğin gür sesi

aktılar sokaklarından kentin meydanlarına

üzerlerinde umudun son bahar yaprakları

çıp çığlık seslendiler “ayağa kalk”

 

kendine küskün insanlık

omuzlarını silkti çocukça

 

Çarşamba

aramak

 


 

 

 

 

 

 

 

sınır boyunda

kaçak bir dalgın

evsiz günlerinin

yalanları arsında

arar  hayalini

hepsi alıntı- hepsi iade

  kutsal kitaplardan alıntı bir akıl hocasından alıntı bilmediğimiz bir yerden hepsi alıntı hayat   tüket! karttan çek! en y...